Müzmal olmak ne demek?
Arapça لحمضم (muzmahal) kelimesiyle bağlantılı olarak değerlendirilebilecek kelimeler arasında, “sefih olmak, perişan olmak” anlamındaki muzmal (Uysal, 2017: 84) ve “sefiller gibi olmak, perişan olmak” anlamındaki muzmal (Yalçın, 2022: 110) kelimeleri ile kısmi telaffuz farkı bulunan muzmaal10 kelimeleri de bulunmaktadır.
Mül Osmanlıca ne demek?
Klasik Türk edebiyatı şairleri “mül” kelimesini “şarap” anlamında kullandıklarında, bunu çoğunlukla “bahar”la ilişkilendirmişlerdir.
Müşhil ne demek?
Laksatifler, müshil veya purgatifler dışkıyı yumuşatan ve bağırsak hareketlerini artıran maddelerdir. Kabızlığı tedavi etmek ve önlemek için kullanılırlar. Laksatif olarak kullanılan gliserin fitilleri dışkıyı yumuşatan ve bağırsak hareketlerini artıran laksatif veya purgatiflerdir. Kabızlığı tedavi etmek ve önlemek için kullanılırlar. Gliserin fitilleri müshil olarak kullanılırlar.
Müsellim ne demek Osmanlıca?
Müsellem, Osmanlı İmparatorluğu’nda savaş zamanlarında ordunun sokaklarını temizlemek, köprüleri onarmak, yolları açmak gibi birçok görevi yapan kişiydi.
Mülhit olmak ne demek?
Özellikle İslam’ın ilk dönemlerinden itibaren ilahiyat kitaplarında felsefi düşüncenin etkisi altında İslam dinini ve peygamberlik kurumunu eleştirmek ve filozofları peygamberlerin üstüne koymak için kullanılır. Bu tutuma sahip kişiye Mülhid (Mülhid) denir ve bu kişilerin oluşturduğu harekete “Melâhide” denir.
Mülazım olmak ne demek?
3. Bir kimsenin yanında veya bir kuruluşta staj yapan kişi, stajyer: Sanatkâr ve memur çocukları (…) babalarının mesleğini sürdürürler, sanatkâr iseler babalarının işinde devam ederler, memur iseler babalarının bulunduğu şubeye mülazım (Musâhipzâde Celâl) olarak kaydolurlardı.
Mütedahil ne demek Osmanlıca?
Birbirini kovalayan, iç içe geçen, iç içe geçen, iç içe geçen.
Müstefad ne demek Osmanlıca?
Kazanılan kullanıldı. Anlam, kavram.
Müptelâ ne demek Osmanlıca?
Etimoloji | kancalı; Bir şeye bulaşmış kişi, yakalanmış demektir. Arapça ibtilā‘ kelimesinden gelir, “denemek, sınanmak”.
Mükeffir ne demek?
İslam hukukunda tekfir (Arapça: تكفير), bir Müslümanın başka bir Müslümanı kâfir ilan etmesidir. Tekfir eden kişiye ise mukaffir denir.
Müziyat ne demek?
(ﻣﻮﺫﻳﺎﺕ) i. (Ar. mūẕі „mūẕiyāt çoğul eki -āt ile, “işkence”den) pireler, sivrisinekler vb. insanları rahatsız eden küçük hayvanlar ve zararlılar.
Pürgatif ne demek?
➢ Laksatifler (purgatifler); Dışkıyı sulu halde tutarak, büyük bağırsağın istemsiz olarak hızla atılmasını ve boşalmasını sağlayan ilaçlardır. ❖ Laksatif ve purgatiflerin uzun süreli kullanımı ➢ dehidratasyon, ➢ hipokalemi, ➢ hiponatremi, ➢ hiperaldosteronizm, ➢ vitamin eksikliğine neden olur.
Cebelli nedir?
Timar sahipleri yıllık gelirlerinin ilk üç bin akçesini kendi geçimleri için kullanırlardı. Buna “kılıç hakkı” denirdi. Kalan gelirlerinin her üç bin akçesi için tam donanımlı bir atlı asker yetiştirmeleri ve gerektiğinde onunla savaşa gitmeleri gerekirdi. Bu askere “cebelü” denirdi.
Muselleme nedir?
Musaylime bin Habib (Arapça: مسيلمة بن حبيب) veya Maslama, 7. yüzyılda Arabistan’da peygamberliğini ilan eden dini bir liderdi. Müseylime, İslam’da sahte peygamber olarak tanımlanır ve bazı Müslüman kaynaklarda kendisinden “büyük yalancı” anlamına gelen el-Kezzâb (اَلْكَذَّابُ) ismiyle anılır.
Mübayin ne demek Osmanlıca?
1. Ayrı, farklı, farklı, farklı.
Mülhem olmak nedir?
TDK’ya göre Mülhem, “birinin içinde doğmuş”, “esinlenmiş”, “birinin içine doğmuş” anlamına gelen bir sözcük olarak biliniyor.
Mülake olmak ne demek?
Gazel, Kasîde ve Beste Bent gibi manzum eserlerde sıkça kullanılan Mülaki kelimesi dilimize Arapçadan girmiştir. Kelimenin ilk anlamı birleştiren ve istekleri yerine getiren kişidir.
Mülemma olmak ne demek?
Sözlükte “renkli, renkli” anlamına gelen “mülemma” kelimesi, öncelikle Fars ve Türk edebiyatında Türkçe, Arapça ve Farsça beyit ve mısralardan oluşan şiirleri tanımlamak için kullanılır. Bu tür şiirlerin yazılmasına Telmi denir.
Müsteban olmak ne demek?
(ﻣﺴﺘﺒﺎﻥ) sıf. (Ar. istibāne mustebān “açık ve anlaşılır olmak” kökünden) Açıkça söylenen, şüpheye yer bırakmayacak şekilde anlaşılan, açık, belirgin, apaçık: “Nasîhatü’s-selâtîn” dikişlerinden çıkan ve bunun karşılığında mükafatlandırılan şey (Âlî Mustafa Efendi).